T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Üst akıl mağlup oldu, üstün akıl galip geldi

Yayın Tarihi : 4.02.2017

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Malazgirt'te, İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de, 15 Temmuz'da üst aklın mağlup olduğunu üstün aklın galip geldiğini hatırlatarak "Bir üst akıl, planlayıcılarıyla bölgeye, dünyaya, ülkemize yön verme gayreti içinde olanlar uzun süre bunu başardılar. Ancak bizim iktidarımızla tosladılar. Kendilerine çıkış yolu bulamadılar. Uzun süredir üst akılla, üstün aklın mücadelesi var. Üstün akıl millettir." dedi.

Van programı kapsamında bir otelde düzenlenen IPARD, Kırsal Kalkınma ve DAP Yatırımları Hibe Programları ile "tarım" konulu toplantıya katılan Çelik, Van'ın tarih ve tarım kenti olduğunu söyledi.

Göreve başladıkları ilk günden bu yana 7 bölgede bütün sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılar yaptıklarını, çiftçilerin kendilerine rahatlıkla ulaşarak meselelerini iletebilecekleri sistemi hayata geçirdiklerini dile getiren Çelik, yurdun dört bir yanındaki üreticilerin sorunlarını dinlediklerini belirtti. 

Bu toplantılarla Türk tarımının fotoğrafını doğru çekmeyi amaçladıklarını ifade eden Çelik, "Alacağımız kararların yanlış olmaması için bu programı uyguladık. Bu fotoğrafın doğru çekildiğini düşünüyorum. Bunun ardından Milli Tarım Projesi'ni başlattık. Tarımın geldiği noktayı yeterli görmek mümkün değil. Geçen yıldan bu yana nüfusumuz bir milyon arttı. Çevrede başı sıkışan herkes bize koşuyor. Vatanımızın, bayrağımızın kıymetini bilelim, bizim gidecek hiçbir yerimiz yok." şeklinde konuştu.

"Dünya nüfusunun yarısı açlıkla karşı karşıya gelecek"

Çelik, dünya genelinde tarım arazilerinin sürekli azaldığını ve olumsuz bir gidişatın söz konusu olduğuna işaret etti. 2 milyar hektar arazinin iklim değişikliği nedeniyle çölleşme ve kuraklıkla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

"2050 yılında, gerekli önlemleri almazsak, insanlar gerekli önlemleri almazlarsa bu gidişatla verimde yüzde 15-20 azalma olacak. Zaten dünyada bir milyar aç, bir milyar da yoksul insan var. 7 milyar nüfusun 2 milyarı aç ve yoksul. Gerekli önlemleri almazsak çok daha vahim bir durumla karşı karşıya olacağız. Gelecek dönemde dünya nüfusunun yarısı açlıkla karşı karşıya gelecek. Bu nedenle önümüzde gıda, su savaşları, tarımla ilgili, karnını doyurma, geçimini temin etmeyle ilgili savaşlar var diyoruz. 2050 yılına kadar tarımsal hasılayı yüzde 60 artırmak durumundasınız, bu savaşları, göçleri istemiyorsanız. "

"Kim terliyorsa, o kazanacak"

Göreve başlar başlamaz gübre ve yemde KDV'yi sıfırladıklarını, Van'da 696 büyükbaş hayvan, bin 920 küçükbaş hayvan hibe ettiklerini bildiren Çelik, amaçlarının vatandaşın tarıma ilgisini artırmak olduğunu anlattı.

Çelik, üreticilerin devlet desteğini direkt alabileceğini, birlik başkanlarının bu konudaki talepleri kendilerine iletmesi gerektiğini vurguladı.

Ahırda güçlükle işini yapan, hayvanlarla uğraşanların destekleri direkt kendisinin alması gerektiğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

"Ette, sütte birçok tartışmalar oluyor. Çünkü birilerinin dengesi bozuluyor. Tabii ki dengeler bozulacak. Kim terliyorsa, teri tarlada çamura bulaşıyorsa, eli nasır oluyorsa, onlarla biz tarımı büyütebiliriz. Başka türlü büyütemeyiz. Et Süt Kurumu ilk kez regülasyon görevini yaptı Cumhuriyet tarihi boyunca. Süt fiyatlarını 70 kuruşa kadar düşürdüler. TMO lisanslı depoculuğu yaygınlaştırıyor. Ürünler sağlıklı depolarda saklanacak. İşletme bazlı danışmanlık hizmeti getirdik. Her işletmenin bir sorumlusu var. Bu danışmanların işi Van'da bulunan işletmelerdeki gelişmeleri takip etmek ve Ankara'daki Van masasına göndermek olacak. Burada veriler değerlendirilerek düzenli takip edilecek."

Çelik, 90 milyon liralık tohum ithal ettiklerini, bundan sonra tohum ithalatını ortadan kaldırarak ülkeye yetecek sebze, meyve ve hububat tohumunu üretecek sistemi hayata geçireceklerini dile getirerek, TİGEM aracılığıyla hayvan ihtiyacının ülke içindeki üreticilerden karşılanmasına yönelik projelerin uygulanacağını bildirdi.

"Ovalar tarımsal sit alanı ilan ediliyor"

Çelik, tarım arazilerini kaybetmemek için 141 ovanın tarımsal sit alanı ilan edildiğini belirtti. Bu ovaların sayısının 300'e ulaşacağı bilgisini veren Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Buralara kesinlikle çivi dahi çakılmayacak. Çaktırmasak çocukların sofrasına ekmek gelir. Bursa Ovası'na baktığınızda şeftali bahçelerinin kalmadığını görürsünüz. Osmanlı gitmiş kenti Uludağ'ın eteklerine yerleştirmiş. Biz de getirdik şehrin ovasına yerleştirdik. Bu şekilde nesillerimizin geleceğini karartacak yaklaşımın son derece yanlış olduğu anlayışıyla ovalarımızı tarımsal sit alanı ilan ettik."

Çelik, tarım ürünlerine pazar bulmak amacıyla iş forumlarını başlatarak dünyaya açılmaya karar verdiklerini İran, Gürcistan, Ukrayna ve Çek Cumhuriyeti'nde bu alanda toplantılar yaptıklarını hatırlattı.

Çin'e varıncaya kadar ülkelerle bir araya gelerek tarımda ihracatı artıracaklarını ifade eden Çelik, "Toprağın sağlıklı olması için çok büyük çaba gösteriyoruz. Toprağın suyla, gübreyle buluşması için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Milli Tarım Projesi'nin ayaklarından biri de bitkisel üretim. Bu kapsamda Türkiye'yi 941 havzaya böldük. Bu havzalarda toprak analizleri yapıyoruz. Toprağın hangi gübreye ihtiyaç duyduğunu belirliyoruz ve bunu üreticilere iletiyoruz. Çiftçilerimizin zaman kaybına tahammülü yok. Yeşil masalara iletilen sorunlar çözülmüyorsa biz o müdürleri o masalarda tutmayacağız." diye konuştu.

"4 aylık buzağılara 750 lira veriyoruz"

Hayvancılık konusunda Van'ın mera yetiştiriciliği destekleme bölgesinde yer aldığını, 200'e kadar damızlık hayvanın 3'te birini bakanlıkça karşıladıklarını aktaran Çelik, üreticilere besledikleri hayvan sayısına oranla mera tahsisi gerçekleştirdiklerini bildirdi. 

Çelik, yılda 400 bin buzağının öldüğünü, buna karşılık 500 bin hayvan ithal ettiklerini belirterek, buzağı ölümlerinin önlenmesiyle hayvan ithal etmek zorunda kalmayacaklarını söyledi.

Buzağıların gerekli aşılarını yaparak 4 ay besleyen üreticilere 750 lira destek sağladıklarını hatırlatan Çelik, dışarıdaki üreticiyi değil, Van'da üretim yapan çiftçiyi destekleyen bir anlayışı hakim kılacaklarına dikkati çekti.

"Sütümüzün sağlıklı olmasını istiyoruz"

Çiğ süt satışıyla ilgili tartışmalara da değinen Çelik, şu ifadelere yer verdi:

"Köylerdeki sütlerle ilgili sorun yok. Bunlar, bizim gündemimizde olan bir şey değil. Bir işletme süt üretiyor ve bunu çiğ olarak satmak istiyorsa, bu işletmeleri 'ari işletme' olarak değerlendiriyoruz. Ürünü markette çiğ olarak sat. Vatandaş markete geldiğinde sütün ne zaman, nerede sağıldığını, sağlık şartlarına uygun üretildiğini görecek ve süt daha hızlı satılacak. Bunun Ayşe teyzenin sütüyle ne alakası var. Hastalıklar insanlara bulaşıyor. Nasıl engelleyeceğiz bunu. Sütümüzün sağlıklı olmasını istiyoruz. Bakteri sayısı yüz binin altında olması gerekiyor. İşletmelerin çiğ sütü daha fazla satmalarını sağlamak için uğraşırken adam çıktı bunları dikkate almadı, 'Ayşe teyzenin sütünü sattırmayacaksınız' diyor. Ne alakası var. Bu kadar sağlıklı doğru yaklaşımları çarpıtma gayreti içinde olanlar var. Kırsal boşalıyor. Köyler boşalıyor. Kırsalın boşalmasını engellemek amacıyla kırsal kalkınma projelerimiz var."

Çelik, IPARD ve kırsal kalkınma alanında yaptıkları desteklemelerle ilgili bilgi verdikten sonra çiftçi ve üreticilerin sorunlarını dinledi.

"Millet arkanızda ise yürüyebiliyorsunuz"

Van'da katıldığı programlarının ardından AK Parti İl Başkanlığını da ziyaret eden Çelik, uzun yıllardır siyasetin içinde yer aldığını belirterek partisini, hayatlarını millete atfeden bir siyasi yapı olarak gördüğünü, bu amaçla siyaset yaptıklarını kaydetti. 

Çığ altındaki ülkenin çağ atlaması için çok çaba gösterdiklerini anlatan Çelik, bunda başbakan ve bakanların yanı sıra teşkilatlarda görev yapan parti mensuplarının da çok büyük emeğinin olduğunu vurguladı.

"Dünyada birtakım şeyler oluyor. Dünya Trump'a alışmaya çalışıyor. Alışıp alışmayacağı da belli değil. Trump değişik bir adam." diyen Çelik, bölgede "ince ayar" bazı şeylerin yapıldığını, devlet olarak bunları takip ettiklerini bildirdi.

Bölgede, dünyada sorunlar yumağının olduğu bir dönemden geçildiğini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu memlekete 200 yılı aşkın aleni buyruk olmaya başlamış, 'yönetemezsin' diye baskılar uygulamış, önüne reçeteler konmuş anlayışa 'dur' diyeceğimiz bir sürecin içindeyiz. 200 yıldır önümüze bu faturaları koyan, üst akıl diye bir şey var. Geriye, 15 yılda yaşadığımıza bakıldığında bir üst akıl tarafından planlandığını görmemek için saf olmak gerekiyor. Gezi olayları, Abdullah Bey'in seçilmemesi için hukuksuz uygulamaların yapılması, kapatma davaları açılması. Bir üst akıl, planlayıcılarıyla bölgeye, dünyaya, ülkemize yön verme gayreti içinde olanlar uzun süre bunu başardılar. Ancak bizim iktidarımızla tosladılar. Kendilerine çıkış yolu bulamadılar. Uzun süredir üst akılla, üstün aklın mücadelesi var. Üstün akıl millettir."

Çelik, "Alpaslan Malazgirt'e gelirken, Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethederken, Çanakkale'yi Mustafa Kemal arkadaşlarıyla geçilmez hale getirdi. Hepsinde üst akıl mağlup oldu, üstün akıl galip geldi. 15 Temmuz'da da üstün akıl duruma müdahale etti onlara geçit vermedi. Bu önemli bir noktadır. Millet arkanızda ise yürüyebiliyorsunuz. Millete teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

Türkiye üzerinde nasıl oyunların oynandığını vatandaşların ve teşkilatlarının çok iyi bildiğini ifade eden Çelik, bölgede gençlerin iş bulduğu, ekonominin canlanmaya başladığı anlarda bombaların patlatıldığını vurguladı.

"Devletimiz hakim ama birileri rahat durmuyor"

Huzur ortamının devam etmesiyle bölge illerindeki durumun farklı olacağını aktaran Çelik, Van, Şanlıurfa, Diyarbakır'ın ülkenin geleceğe taşınmasında lokomotif görevi yürüteceğini bildirdi.

Teşkilatlarında makul, akıllı, tek yüzlü politikayı yerleştirmeleri gerektiğinin altını çizen Çelik, şunları kaydetti:

"Allah, bizi tek yüzlü yaratmıştır. Bu bölgenin yaşanan sıkıntılardan çıkışı, bölge halkının net duruş sergilemesine bağlıdır. Devletimiz şu anda hakim ama birileri rahat durmuyor. Açık bir yer arıyorlar. Bu ortamı gençler üzerinde bulamamaları gerekmektedir.  Birlikte tek yüzlü duruşu sergilememiz gerekiyor. Bölge halkı mayası itibarıyla buna çok müsait. Teşkilatlarımız çok önemli. Recep Tayyip Erdoğan'ın teşkilata çok ihtiyacı yok. Bazı zamanlar belki oyların azalmasına neden oluyoruz. Çünkü kendisi sevilen bir lider. Ama ilk günden itibaren teşkilatlara önem veriyor. Bu nedenle teşkilatlarımız bizim için çok önemli."

Bugün katıldığı toplantılarda Van'ın sahip olduğu potansiyele bir kez daha tanıklık ettiğini söyleyen Çelik, tehditlerin ortadan kalktığı ortamda Van'ın gür bir sedayla ayağa kalkacağına inandığını vurguladı.

Çelik, referandumun bir rejim değişikliği olmadığını aktararak, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu için partiler sivil toplum kuruluşları bir araya geldi. Demek ki yüzde 51 yakalamak için sivrilikler törpülenebiliyor. Kutuplaşmayı değil daha büyük kitlelerin birleşmesini sağlayacak bir sisteme Türkiye'nin yol almaya başladığını belirtmek istiyorum." dedi.

Çelik, konuşmasının ardından Ferit Melen Havaalanı'na giderek kentten ayrıldı.