T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Bakan Eker, “En fazla un ihraç eden ülkeyiz”

Yayın Tarihi : 6.03.2015

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından Belek'te bir otelde düzenlenen "Buğday ve Sağlık" konulu 11. Uluslararası Kongre ve Sergisi'ne katıldı. Kongrede konuşan Bakan Eker, Türkiye'nin un ihracatında önemli  bir yere sahip olduğunun altını çizerek Türkiye'nin 2005 yılından bu yana dünyanın ya birinci ya da en kötü halde ikinci en fazla un ihraç eden ülkesi haline geldiğini dile getirdi


"Buğday ve Sağlık" konulu kongrede konuşan Bakan Eker, insanların yaşadıkları coğrafyanın ürünleri ile beslendiklerini, buğdayın da 12 bin yıldır Türkiye topraklarında yetiştiğini söyledi. Buğdayın dünya insanının temel gıdasını oluşturduğunu vurgulayan Bakan Eker, buğdayın besin değeri açısından diğer hububat ürünlerine göre daha yüksek değere sahip olduğunu ifade etti.


Anadolu'nun biyoçeşitlilik açısından yeryüzünün en zengin topraklarına sahip olduğunu anlatan Bakan Eker, koruma altına alınan 4 bin 200 endemik bitki türü olduğunu ve on binlerce yıldır bu topraklarda tarım yapıldığını kaydetti.  Modern dünyada insanların artık sadece kendi ürettiklerini yemediklerini, başkaları tarafından hazırlanan, üretilen gıdaları da tükettiklerini belirten Bakan Eker, artık üretilen her şeyin küresel pazarlara girdiğini söyledi.

 

"Gıdaların ihtiyaç olduğu ölçüde tüketilmesi gerekiyor"

Bakan Eker, gıdaların ihtiyaç olduğu ölçüde tüketilmesini önerdi ve şöyle konuştu: "Asıl olan husus, kategorik olarak yiyecekleri reddetmek veya zararlı, düşman ilan etmek yerine, her birimizin ihtiyacı olan miktarı bilebilmemiz ve o ihtiyacımız olan miktarı tüketebilmemizdir. Kendimizi hikmetle o yönde eğitebilmemizdir. Bunu yapmadığımız sürece neyi yersek, neyi içersek, neyi tüketirsek bu bir süre sonra bizde bir sıkıntı meydana getirebilir. Ölçüsünü, ayarını ortaya koymamız lazım."


Gıdaların ticarete konu edildiği tarihten bu yana "Şunu yiyin, şunu yemeyin" şeklinde lobi faaliyetleri oluşturulduğunu ifade eden Eker, margarin çıktığında tereyağının "kötü" ilan edildiğini, diğer bitkisel yağlar çıktığında da zeytinyağına "kötü" dendiğini hatırlattı.


Yumurta için de bir dönem olumsuz açıklamalar yapıldığını ancak özür dilendiğini belirten Eker, insanların bireysel sağlık sorunları varsa hekime danışarak kendilerine bir reçete belirlemeleri gerektiğini kaydetti.


İnsanların yanlış bilgilendirilmesinin üreticiye de zarar verdiğini vurgulayan Eker, şunları söyledi:

 

"Bilen bilmeyen herkes konuşuyor, ürünler hakkında insanlara, topluma yanlış bilgiler veriyorlar, genellemeler yapıyorlar. Bu da topluma, millete, sektöre, sanayiciye, üreticiye maalesef zarar veriyor. Hepimizin buna dikkat emesi, sözlerimize dikkat edilmesi gerekir. Bilim insanlarının, hekimlerin diğer bu anlamda faaliyet gösteren, diyetisyenlerin buna dikkat etmesi lazım."

 

Bakan Eker, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonunun yarattığı istihdam ve değerlerle önemli bir kuruluş olduğunu ifade etti. Türkiye'nin un ihracatında önem bir yere sahip olduğunun altını çizen Bakan Eker, "Türkiye, 2005 yılından bu yana dünyanın ya birinci ya da en kötü halde ikinci en fazla un ihraç eden ülkesi haline geldi. Bu yeni bir gelişme. 2002 yılında Türkiye, dünyanın bu manada çok ama çok gerilerindeydi" dedi.


Bakan Eker, Türkiye'nin toplam buğday ve un ihracatı dikkate alındığında ithal eden değil, ihraç eden bir ülke olduğunun altını çizdi. Buğday ve ürünleri ihracat rakamlarını açıklayan Eker, şunları söyledi:

"2005 yılından bu yana dünyada birinci sırada olduğumuzu söyledim. Buğday ve ürünleri ihracatında 2002 yılında Türkiye, dünyada 11'inci sırada. 253 bin ton sadece ihracat yapıyordu, 48 milyon dolar civarındaydı. 2014 yılında ise 2,2 milyon ton, 933 milyon dolar. Ama herhalde 1 milyar dolar psikolojik eşiktir, bunu mutlaka aşmamız lazım. Bakalım ne zaman psikolojik eşiği aşacağız. 1 milyar doları aşmamız lazım. 48 milyon dolardan, 1 milyar dolarlara geldik. Bunun büyük bir kısmı kendi ürünlerimiz ama dünyanın da belli yerlerinden alıp, işlediğimiz ve ihracat ettiğimiz ürünler."

 

"TARSEY dünyaya örnek oldu"

Bakanlık olarak tarımın verimliliğini artıran, rekabetçi, maliyeti düşüren, kaliteli ve yüksek standartta üretim yapılmasını öngördüklerini ifade eden Bakan Eker, bu doğrultuda tarım sektörü entegre bilgi sistemi oluşturduklarını ve projenin dünyaya örnek olduğunu kaydetti.

Bilgi teknolojisinin daha yoğun kullanıldığı tarımsal faaliyetlerde daha verimli, rekabetçi, maliyeti düşük, kalitesi ve standardı yüksek ürünler yetiştirileceğini vurgulayan Eker, sistem ile tüketicinin marketten satın aldığı ürünün Türkiye'nin hangi bölgesinde, hangi bahçesinde üretildiğini, ne kadar ilaç, gübre, tohum kullanıldığının görülebileceğini anlattı.

Ürünlerini lisanslı depolarda muhafaza eden üreticilere kira desteği sağladıklarını ve bunun da bir ilk olduğunu belirten Bakan Eker, "Buğday için ton başına aylık 3 lira destek veriyoruz. 2014 yılının ekim ayında mevzuatı yayınladık. Bu yıl içinde de ödemeler yapılacak" dedi. Toprak Mahsulleri Ofisinde yeni depolar inşa edildiğini dile getiren Eker, geçen yıl 300 milyon ton kapasiteli depo tamamlandığını, 120 bin ton kapasiteli depoları da bu yıl bitirmeyi planladıklarını bildirdi.

 Ekmekteki tuz oranını azaltan ama asgari oranda bulunması gereken kepek miktarını da artıran bir uygulama yaptıklarını belirten Bakan Eker, insanların buğdayın faydalı kısımlarından daha fazla istifade etmelerini sağladıklarını kaydetti.


​TUSAF Başkanı Erhan Özmen, toplumda ilgili, ilgisiz bir ekmek düşmanlığı yaşandığını, toplumu doğru bilgilendirmeye yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını bildirdi. Dünyada Türkiye ve Mısır'ın dışında kuraklık yaşayan başka ülke olmadığını belirten Özmen, şu ana kadar gerçekleştirilen iyi yönetimle sürecin sorunsuz ilerlediğini ifade etti.

Dünyadaki buğday üretim ve tüketim verilerinin olumlu ilerlediğini dile getiren Özmen, Türkiye'de buğday ekim alanlarının arttığını, bol ve bereketli bir yıl umut ettiklerini kaydetti. Erhan Özmen, ocak ve şubat aylarındaki ihracat rakamlarının eksilerde olduğunu ancak bu durumun moralleri bozmamasını istedi.

Kongrede katılımcılara plaket vermek yerine, TEMA Vakfı aracılığıyla 500 fidan dikildiği bildirildi. Kongre, 8 Mart'ta sona erecek.